3 Ağustos 2012 Cuma


NİKOLAY ÇAVUŞESKU  (1918-1989)

"Cellat, “İnfaz emrini veren Çavuşesku’nun gözde komutanıydı” dedi."


Nikolay Çavuşesku, 1918 yılında doğar... On bir yaşında Bükreş’e gelip ayakkabıcı çırağı olur ama papuçtan ziyade siyaset yapar. Afiş asar, duvar boyar, her eyleme koşar ve altı sene hapis yatar. Çıktığında kendisi gibi hızlı bir komünist olan Elena Petresku ile evlenir. Elena’nın babası kendi halinde bir ırgattır, kızını ilkokul dördüncü sınıfa kadar okutabilir. Nikolay da mürekkep yalayamaz ama tahsilin gereğine inanır. İhtilal sonrası Komünist Partinin gücünü kullanarak Bilimsel Araştırma Enstitüsü başkanlığına atanır. Kimyagerler tarafından hazırlanan bir doktora tezine imza atar ve kimya doktoru unvanını alır. 

Nikolay Çavuşesku oyunu kuralına göre oynar, güçlünün rüzgârına yelken açar. Nitekim Komünist iktidarın Tarım Bakanı olur. Ama o, dahasını ister ve Silahlı Kuvvetlerini arkasına alır... O kadar hırslıdır ki, ne eder eder Komünist Parti’nin ikinci adamı olmayı başarır.




Baskıcı ve acımasız

        Nikolay, Komünist lider Gheorghiu-Dei’nin ölümünden sonra (1965) Devlet Konseyi Başkanı olur. 1960’larda Romanya’yı Varşova Paktı üyeliğinden çıkarır ve Batılıların sempatisini kazanır. Ancak ülkesini militan gibi yönetir, halkı canından usandırır. Gizli Polis teşkilatını düşünürlere musallat eder, muhaliflerini helada bile takibe alır.



Nikolay ekonomiden anlamaz, yatırıma inanmaz. Ancak kendisi için tehlikeli olabilecek insanlara büyük paralar dağıtır. Ülkeye çivi çakmadığı halde hazine tam takır kalır. Çavuşesku kendi lüksünden zerre kadar taviz vermez ama ülkenin tüm ürünlerine el koyar, dışpazara çıkarır. İç piyasada her şey karneye bağlanır, halk yiyecek, giyecek ve ilaç sıkıntısından kırılır.
Hele Elena doyumsuz bir kadındır. O yükseldikçe, halk dibe batar. Çavuşeskular sayısı kırkı bulan malikanelerde ihtişam içinde yaşarlar. Ancak Doğu Bloku’nun göçmesi ile onların da iktidarı sallanmaya başlar. 1989 yılında Timaşvar’da gösteri yapan halka ateş açtırınca ayaklanma çıkar, isyan dalga dalga yayılıp ülkeyi sarar. O da ustalarından öğrendiğini yapar pılısını pırtısını toplayıp kaçmaya çalışır. Ancak bunu başaramadan yakalanır. Onu, (Noel günü olmasına rağmen) alelacele yargılar ve karısıyla birlikte kurşuna dizerek ortadan kaldırırlar. (25 Aralık 1989).

Nikolay Çavuşesku ve eşi Elena Amerikalı kapitalistleri bile imrendirecek bir hayat sürerler. İdamlarından bir süre sonra, eşyaları fakirlere dağıtılır ki bunların içinde 68 takım elbise, 21 çift ayakkabı, 55 gömlek, 23 şapka ve 12 pijama vardır. Elena Çavuşesku’nun gardırobu kocasına bile fark atar. Dolaplarından tam 177 çift ayakkabı, 30 çanta, 12 manto ve 170 elbise çıkar. İşe bakın bunlar düşkünler yurdunda yaşayan yaşlı kadınlara yarar..

Öleceğini anlamıştı


Çavuşesku’nun mahkemesinde de bulunan Cirlan, “Tüm mahkeme birkaç saat içinde olup bitti. Duruşmanın başında Çavuşesku gözlerime baktı. Öleceğini anlamıştı. İdam kararı hemen uygulamaya geçildi. Stanculescu, 8 gönüllü arasından benim de aralarında olduğum 3 kişiyi seçti. Her ikisine de 30′ar el ateş emri verdi ve “Önce Çavuşesku’yu öldürün” dedi. Gözleri bağlı değildi. Daha önce tavuk bile öldürmemiştim, onların ölümünü izlemek korkunçtu. Ama ona kızgındım, halka ve sosyalizme ihanet etmişti” diye konuştu.
1989 yılında Çavuşesku, Macar asıllıların yaşadığı Timaşvar’da gösteri yapan halka ateş açılmasını emredince, başlayan devrim hareketi dalga dalga yayıldı. 1989 yılının Aralık ayının yirmi ikisinde karısıyla birlikte kaçmaya çalışırken yakalandı. Kendisi ve karısı askeri bir mahkemenin, televizyonda iki saat boyunca yayınlanan yargılaması sonucu Noel günü kurşuna dizilerek idam edildi. Karısı idam edilirken “Ben sizin annenizim” diyordu. Çavuşesku çifti, ayrı ayrı olarak Bükreş’in Ghencea Mezarlığı’nda yolun zıt taraflarına gömüldüler. Çavusesku da ülkesini çok sevdiğini ve onun için çok şey yaptığını söylemişti.














Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlar